1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Türkiye'de dernek yasasına "fişleme" tepkisi

12 Mart 2020

Hükümet, derneklerin üye bilgilerinin valiliklere verilmesini zorunlu kılan yönetmeliği yasalaştırmaya hazırlanıyor. Ankara Barosu, Mülkiyeliler Birliği ve İnsan Hakları Derneği ise yönetmeliğe karşı dava açtı.

https://p.dw.com/p/3ZHn1
Türkisches Parlament Wahl Parlamentspräsident
Fotoğraf: picture alliance/AA/V. Furuncu

Türkiye'de AKP hükümeti, derneklerin üye sayılarının net olarak bilinmediği, kişilerin bilgileri dışında bazı derneklere üye yapıldığı ve istifa halinde dahi üyelikten çıkarılmadıkları gerekçesiyle dernek üyelerinin kişisel bilgilerinin elektronik ortamda İçişleri Bakanlığı'na bildirilmesini zorunlu hale getiren bir yasal düzenleme yapıyor.

Hükümet, sivil toplum örgütlerini karar süreçlerine dahil edebilmek için 'net üye sayısına ihtiyacımız var' derken, tasarı üyelerin nüfus bilgilerinin elektronik ortamda mülki amirliklere 30 gün içinde bildirilmesini zorunlu tutuyor.

Muhalefetin ve sivil toplum örgütlerinin 'fişleme' ve 'örgütlenme özgürlüğünün engellenmesi' olarak gördükleri düzenlemeye göre, dernekler, altı ay içinde üyeliği devam edenlerin adını, soyadını, doğum tarihini ve kimlik numarasını mülki idare amirliğine bildirecek. Yasaya uymayan dernek yöneticileri hakkında 500 lira idari para cezası uygulanacak. 

DW Türkçe, Torba Kanun'nda yer alan dernek üyelik bilgilerinin 30 gün içinde mülki idari amirliklere bildirilmesinin öngörüldüğü maddenin gerekçesini İçişleri Bakanlığı'na sordu. Ancak yanıt alınamadı.

Yönetmelik 2018'de değişti

Türkiye’de en yaygın sivil toplum örgütü olarak faaliyet gösteren derneklerin bir bölümü 2016 Temmuz ayında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) döneminde 'terör örgütleriyle bağlantılı' oldukları gerekçesiyle kapatıldı. OHAL’in kalkmasının ardından 1 Ekim 2018’de İçişleri Bakanlığı Dernekler Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak, derneklerin üye bilgilerinin en yakın mülki idari amirliklere bildirilmesini zorunlu hale getirdi.

O tarihe kadar sadece dernek yöneticilerinin kimlik bilgilerinin bakanlığa verilmesi zorunlu iken, yasaya taşınmak istenen düzenleme, tüm dernek üyelerinin kimlik bilgilerinin 30 gün içinde bakanlığa verilmesini öngörüyor.

Ankara Barosu, İfade Özgürlüğü Derneği, Mülkiyeliler Birliği ve İnsan Hakları Derneği söz konusu yönetmeliğin Anayasa’nın temel hakları düzenleyen 13. maddesine, örgütlenme ve ifade özgürlüğü ile kişisel verilerin korunması Kanunu’na aykırı olduğu savıyla Danıştay’a dava açtı ve süreç devam ediyor.

İktidar Sivil Toplum Kuruluşları’nın davası üzerine geçen Kasım ayında söz konusu düzenlemeyi meclise getirmiş ancak muhalefetin tepkisi üzerine geri çekmişti. Hükümet, davaların gerekçelerini boşa çıkarmak için yönetmelikle yaptığı düzenlemeyi yasaya sokarak kalıcı hale getirmeyi hedefliyor.

Türkische Akademikerin im Hungerstreik
Fotoğraf: DW/A. Isik

"Bazı dernekler devletin gözünde sakıncalı"

Mülkiyeliler Birliği Başkanı Doç. Dinçer Demirkent, DW Türkçe’ye dava gerekçelerini "Örgütlenme özgürlüğü ve kişisel verilerin gizliliğinin korunması gereği, buna bağlı olarak da ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın meşru bir amaç taşımadığıdır" değerlendirmesini yaptı. Demirkent, "Düzenlemenin toplumda çok zayıflamış olan örgütlenme ve ifade özgürlüğüne çok büyük bir engel olarak çıkarıldığı kanaatindeyim" dedi.

İçişleri Bakanlığının bu bilgileri 'koşulsuz ve genellik içinde' toplamasının kişisel verilerin korunması kanununa da aykırı olduğunu belirten Demirkent, başkanı olduğu Mülkiyeliler Birliği’nden örnek vererek, bazı derneklerin ve üyelerin devletin gözünde sakıncalı hale geldiklerini savundu.

Demirkent, "Üyelerimizin önemli bir kısmı kamuda çalışıyor. Devlet artık işe girme mülakatlarında üye olunan dernekleri soruyor ve belirli derneklere ayrıcalıklar tanıyor. Belirli derneklere üyeliğin ayrıcalık ya da cezalandırma aracı olarak kullanıldığına dair toplumda yaygın kanaat var" diye konuştu.

Demirkent, "İnsanların bir derneğe üye olma özgürlüğüne ayrıca kısıtlama getiriliyor. Bu sınırlandırmaları hem Anayasa’mız hem de bağlı olduğumuz AB hukuk sistemi reddediyor" eleştirisini getirdi.

"İstihbarat devleti anlayışının bir ürünü"

Ankara Barosu da, düzenlemeyi 'temel haklara yönelik ve meşru amacı olmayan bir sınırlama' olarak nitelendiriyor. Baro açıklamasında, düzenlemenin, 'örgütlenmeyi tekrar bir güvenlik sorununa dönüştürdüğü, tek amacının, örgütlenme özgürlüğünü kullanan bireyleri ve tüzel kişileri fişlemek olduğu anlaşılmaktadır' denildi.

Baro’ya göre, dernek üyelerinin bir ay içinde mülki amire bildirilmesi şartı örgütlenmeyi bir temel hak değil, aksine başlı başına tehdit gören bir istihbarat devleti anlayışının ürünü olabilir.

Yine Baro’ya göre, dernek üyelerinin gizli kalması gerekliliğine ilişkin içtihadın temelinde özellikle toplumda azınlık olarak bilinenlerin örgütlenme özgürlüğünü koruma amacı yatıyor.

Saruhan Oluç
Saruhan OluçFotoğraf: DW/K. Akyol

Muhalefet, iktidarın daha önce geri çektiği düzenlemeyi geri getirmesine tepki gösterdi. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, "Var olan Anayasa ve yasal çerçeve açısından çok sıkıntılı bir düzenleme ve örgütlenme özgürlüğünü hedef alan bir düzenleme. Bu iktidar kendi gibi düşünmeyen öyle davranmayan her kurumun sesini kesmeye çalışıyor ve zapturapt altıra almak istiyor" diyerek, yeni düzenlemenin Türkiye’nin bugüne kadar gördüğü en büyük fişleme yasası olacağını savundu.

"Hiçbir yerde dernek üyeliği bakanlığa bildirilmez"

Plan ve Bütçe’de kabul edilen Tasarı Metni’nin bazı maddelerine şerh koyan CHP de konuya ilişkin itirazlarını sıraladı. Düzenleme, "Üyeliklerin bildiriminin kişisel veri niteliğinde bulunduğundan kişisel verilerin korunması da dikkate alındığında Anayasa’nın Temel Hak ve Hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı 13.Maddesi, "Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı" başlıklı 17. Maddesinin birinci fıkrası, "Özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. Maddesi, Dernek kurma hürriyeti” başlıklı 33. maddesi ve Anayasanın "Milletlerarası antlaşmaları uygun bulma" başlıklı 90. maddesinin beşinci fıkrasına aykırıdır" denildi.

CHP’li Ali Öztunç, "Dünyanın hiçbir ülkesinde dernekler üyelerini bakanlıklara bildirmek zorunda değildir, bu kişi hak ve özgürlüklerine aykırıdır. Dernekleşmeyi, sivil toplum mantığını bitirmek istiyorlar" dedi.

CHP, düzenlemenin ilgili maddelerini yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye hazırlanıyor.

Aslı IŞIK

© Deutsche Welle Türkçe