1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ukrayna'da temiz siyaset unutuldu

Ute Schaeffer9 Haziran 2004

Ukrayna’da bu yılın sonbaharında cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak. Cumhurbaşkanı ülkenin kaderini önemli ölçüde belirleyeceğinden, seçim kampanyasında oligarklar olarak da bilinen imtiyazlı gruplar ve büyük patronlar devreye girmiş durumda. Yolsuzluklardan bıkıp usanan Ukraynalılar ise seçimlere ve siyasete ilgisiz. Ute Schaeffer’in yorumu:

https://p.dw.com/p/Aa3B

”Ukraynalılar ülkedeki mevcut sisteme ‘delege edilmiş demokrasi’ adını veriyor. Bu sistemde siyaset, para babaları ve büyük patronlar tarafından yapılıyor. Parlamento gibi kurumların varlığı gözlenmiyor. Partilerin, ülkenin geleceğine dönük program ve fikirleri, kamuoyunda hemen hiç tartışılmıyor. Zaten bağımsız medya kuruluşları da mevcut değil. Ukrayna’nın kaderi, kapalı kapılar arkasında ekonomiye yön veren imtiyazlı zümreler tarafından belirleniyor.

Sonbaharda yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri, çıkar gruplarının boy gösterdiği bir yarışa dönüşmüş durumda. İpi kim göğüsleyecek? Halen cumhurbaşkanlığını yürüten Leonid Kuçma’nın çevresindeki Kiev grubu mu? Yoksa başbakanlık koltuğunda oturan Viktor Yanukoviç’i aday gösteren ve ülkenin doğusundaki sanayi bölgelerinde üslenmiş durumda bulunan Donbass grubu mu? Gerek Donbass gerekse Kiev grubu, hem merkezde kilit noktalara hakim hem de taşrada mali açıdan güçlü organizasyonlar kurmuş durumdalar.

Temiz siyasetçi sözü, Ukrayna’ya yabancı bir kavram. Göz açıp kapayıncaya kadar yeni siyasi partiler ve gruplar kuruluyor, milletvekilleri gömlek değiştirir gibi bir partiden diğerine geçiş yapıyor. Milletin vekillerine bakılırsa, bu son derece olağan bir durum ve halk da bunu iki yıl sonra yapılacak genel seçimlerde sandıkta zaten onaylayacak! Aslında halka yönelik bakış açısında pek haksız da değilller. Çünkü Ukraynalılar da siyasetçilerden umudunu tamamen kesmiş durumda. Gürcistan’da olduğu gibi barışçıl bir devrimin bu topraklarda yeşermesi mümkün değil.

Oligarklar olarak bilinen imtiyazlı zümreler, birkaç yıl öncesine kadar komşu Rusya’da da büyük etki sahibiydiler. Ancak Putin’in liderliği altında, kısaca ‘siloviki’ olarak adlandırılan gizli servis, polis ve ordu mensupları, Rus para babalarının çanına ot tıkayan operasyonlar düzenlediler. Yeri geldiğinde bu operasyonlar acımasızca hayata geçirildi. Ama sonunda Vladimir Gussinski, Boris Beresowski ve son olarak Yukos grubunun eski patronu Mihail Hodorkovski gibi, ekonomik güçlerini siyasi alana da yansıtmak isteyen büyük patronlar safdışı bırakıldı.

Ancak Rusya’daki gelişmelerin Ukrayna’ya da yansımasını beklemek nafile olacak. Büyük patronlar, ülkede adeta ‘self servis benzin istasyonu’nu andıran bir siyasi sistem kurmuş durumdalar. Sistemi tehlikeye sokan tek kişi Viktor Yuçenko. Muhalefet gruplarının ortak başkan adayı Yuçenko, imtiyazlı zümrelerin ortak düşmanı konumunda. Başbakanlık yaptığı dönemdeki uygulamaları, yolsuzluklara karşı yürüttüğü mücadele halk arasında onun ‘temiz ve inandırıcı’ siyasetçi olarak görülmesini sağlıyor. Görevdeyken emekli ve memur maaşlarının zamanında ödenmiş olması da onun bu konumunu destekleyen bir noktaydı.

Muhalif yayınlar, davalar yağdırılarak çalışamaz hale getiriliyor; sandık başlarında eli sopalı militanlar devreye sokuluyor. Ukrayna’nın bu hali, ünlü Alman tiyatrocu Bertolt Brecht’in sözlerini akla getiriyor: ‘Partiler feshedilebilir, ama halk feshedilemez.’ Ukrayna’daki iktidar artık ‘kendine başka bir halk seçmelidir’. ”