1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Et yemek, araba kullanmaktan da kötü

27 Ağustos 2010

Vejetaryen beslenmenin anlam ve gerekliliği son haftalarda Almanya'da yoğun tartışmalara konu oluyor. Hayvancılığın yer yer dehşet verici karanlık yanlarını konu alan bir kitap, tartışmayı daha da kızıştırdı.

https://p.dw.com/p/OxHC
Fotoğraf: Bilderbox
Vegetarische Tortellini
Fotoğraf: AP

“Hayvanları yemek”. Bugüne kadar romanları ile büyük başarı kazanan ABD’li yazar Jonathan Safran Foer'in son kitabının ismi bu. Kitapta endüstrileşmiş hayvancılığın ve kesimin dehşeti gözler önüne seriliyor. Safran Foer, yediğimiz etin yüzde 99'luk bölümünün büyük çapta hayvancılıktan geldiğini ve bunun sadece ahlaka aykırı olmakla kalmayıp, aynı zamanda da küresel iklim değişikliklerinin de en önemli nedeni olduğunu iddia ediyor.

Yapılan araştırmalara göre, insanların neden olduğu ve sera etkisi yapan gazların emisyonunun yüzde 18 ila 51'i, büyük çapta hayvancılıktan kaynaklanıyor. Bu daha önce de dile getirilmiş bir gerçekti, ancak günümüzde mesaj daha geniş kitlelere daha kolay ulaşıyor ve günümüzdeki et tüketiminin, çevreye aşırı zarar verdiği giderek daha geniş bir kesim tarafından kabul görüyor. Haftalık “Die Zeit” gazetesinden Iris Radisch, yazdığı makalesinde “Et yemek, araba kullanmaktan da kötü” ifadesine yer veriyor ve okurlarına “Acaba binyıllardır normal kabul edilen bir şey, aslında inanılmaz bir haksızlık mı?” sorusunu yöneltiyor.

Vejetaryenlik artık marjinal bir seçim değil

Günümüzde vejetaryenlik, eskiden olduğu gibi aykırı bir seçim değil. Alman Vejetaryenler Birliği Başkanı Sebastian Zösch, toplumda bir değişimin söz konusu olduğunu, eskiden vejetaryenler, sırf tahılla beslenen, marjinal bir grup olarak bilinirken, şimdi vejetaryenliğin gayet modern ve gözde olduğunu söylüyor. Birçok Hollywood yıldızı da vejetaryen, hatta vegan beslenmeyi tercih ediyor. Zösch, "Bilinçlerde bir dönüşüm yaşanıyor. Artık insanlar vejetaryen beslenerek, modern olduklarını ve sürdürülebilirlik ilkesine uymak istediklerini gösteriyor.” şeklinde konuşuyor.

Hem vejetaryen, hem damak zevkine meraklı

Symbolbild Vegetarismus Fleischverbot
Fotoğraf: DW/AP


Sağlıklı beslenme bilinci, sorumluluk duygusu ve ahlaki bir yaklaşımın yanı sıra, bazıları için vejetaryenlik şık bir seçim niteliği taşıyor. Kalıplaşmış bir vejetaryen tipi yok, ancak yine de belli bazı özellikler ağır basıyor, örneğin vejetaryenlerin üçte ikisi kadın, çoğunun eğitim düzeyi yüksek ve büyük şehirlerde yaşıyorlar. Ayrıca hem vejetaryen olup, hem de damak zevkine önem verenlerin sayısı artıyor. Zösch, insanların birçok alanda “az ama öz” demesinin, önemli bir rol oynadığını, ancak lezzetin de vejetaryenler için giderek ağır basan bir etken haline geldiğini belirtiyor ve o yüzden de vejetaryen bir fuar düzenlemeye başladıklarını anlatıyor. Almanya Vejetaryenler Birliği Başkanı, fuarın adının Veggie World, yani bir anlamda vejetaryen dünyası, alt başlığın ise “Sürdürülebilir Lezzet Fuarı” olduğunu belirtiyor ve burada, hem doğal kaynakları itinalı bir şekilde kullanma felsefesini, hem de damak zevkini aynı çatı altında bir araya getirmeye çalıştıklarını ifade ediyor.

Az ve öz

ABD’li yazar Safran Foer, “en iyisi et yememektir, en iyi ikinci seçim ise daha az et yemektir” diyor. Bu görüşü paylaşanların sayısı artarken, Almanya’da da birçok kişinin tercihi “az ve öz”den yana kaymaya başlıyor.


© Deutsche Welle Türkçe

Günther Birkenstock / Aydın Üstünel

Editör: Nihat Halıcı