1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Washington'un istemediği Iraklı: Çelebi

Hans Peter Riese4 Haziran 2004

Saddam sonrası dönemde ABD’nin en güvendiği Iraklılar’dan olan Ahmed Çelebi’nin, geçtiğimiz günlerde ortaya atılan ve İran adına casusluk yaptığı iddiaları nedeniyle Washington yönetimin gözünden düşmüştü. Bu gelişmeden sonra Bush yönetimin Çelebi’ye ”hain” gözüyle baktığı bildiriliyor. Konuyla ilgili ayrıntıları Washington’dan Hans Peter Riese bildiriyor...

https://p.dw.com/p/AbGD
Çelebi'nin İran adına casusluk yaptığı ortaya çıkmıştı...
Çelebi'nin İran adına casusluk yaptığı ortaya çıkmıştı...Fotoğraf: AP

ABD, yıllarca İngiltere’de sürgünde yaşayan ve Irak Ulusal Kongresi’ni kuran Ahmed Çelebi’yi, uzun süre Irak muhalefetinin tek temsilcisi olarak gördü. Saddam döneminde sadece Çelebi’yi muhatap alan Washington, Şii politikacıya önemli ölçüde maddi destek de sağladı.

Aynı zamanda Irak savaşı öncesi Amerika’nın en önemli istihbarat kaynağı olan Ahmed Çelebi, savaşın asıl nedeni olan Irak’taki kitle imha silahlarının varlığı ile ilgili iddiaları ilk tasdik edenlerden biri olmuştu. Pentagon, Irak Geçici Yönetim Konseyi’nde de yeralan Çelebi’nin 30 Haziran’da yönetimi devralacak geçiş hükümeti içinde de aktif rol üstlenmesini planlıyordu.

Ancak iki hafta kadar önce Washington, Ahmed Çelebi’ye verdiği bütün desteği, sürpriz bir şekilde geri geçikti. Gerekçe olarak da Şii politikacının, ABD’ye ait çok önemli ve gizli bilgileri İran’a aktarması gösterildi. Çelebi ise tüm iddiaları Amerikan merkezi haberalma teşkilatı CIA’nin bir uydurması olarak nitelendirdi.

Casusluk iddiaları

Ancak New York Times’te yer alan ve büyük olasılıkla hükümet kaynaklarına dayanan bir haber, Çelebi hakkındaki casusluk iddialarına yeni bir boyut getirdi. Buna göre, Ahmet Çelebi, İran’ın muhaberetta kullandığı şifre sisteminin ABD tarafından çözüldüğünü ve bu sayede İran’ın, Irak’taki tüm faaliyetlerinin de en ince ayrıntısına kadar bilindiğini İran istihbarat servisini bir ajanına aktardı.

Çelebi’nin bu bilgileri, Irak’ta görevli bir Amerikalı hükümet yetkilisinden aldığı, sözkonusu yetkilinin ise o esnada sarhoş olduğu bildirildi. Pentagon ve CIA’nin şimdi bu görevlinin kim olduğunu tespit etmeye çalıştıkları da kaydedildi.

Çelebi’den bu bilgileri alan İranlı ajan ise büyük bir hata yapıp, muhabere şifresinin çözüldüğünü ve bu bilgiyi Ahmet Çelebi’den aldığını, sözümona şifreli bir şekilde Tahran’a iletti. Ancak kullandığı gizli kodun Washington tarafından deşifre edildiği şeklindeki ”küçük” bir ayrıntıyı unutarak... Kodu deşifre eden Amerikan istihbaratı ise doğal İranlı ajanın Tahran’a ilettiği tüm bilgilere anında ortak oldu ve Çelebi’nin casusluk yaptığı böylece belgeledi.

Çelebi'nin dostu kalmadı

Kaderin bir cilvesi olsa gerek ki, yine New York Times’ta daha önce yer alan bir yorumda, Ahmet Çelebi’ye verilen desteğin çekilmesinin hata olacağı vurgulanmış, bunun Washington açısından önemli bazı sorunları da beraberinde getirebileceği kaydedilmişti. Şii kökenli olmasının, Çelebi’yi İran’ın doğal bir müttefiki haline getirebileceği, aynı zamanda Irak’taki Şiiler’in de radikal bir önderi olabileceğine dikkat çekilmişti.

Çelebi’nin artık Washington’da sadece birkaç dostu kalmış durumda. Eski Pentagon danışmanı ve Irak savaşının en ateşli savunucularından olan Richard Pearl de tıpkı Çelebi gibi düşünüyor ve casusluk iddialarının, Amerikan merkezi haberalma teşkilatı CIA’nin bir entrikası olabileceğini savunuyor. Bir zamanlar, Amerikan Başkanı Bush’un Ulusa Sesleniş konuşmalarını şeref locasından izleyen eden Çelebi, şimdi diplomatik tabirle ”persona non grata” – yani ”istenmeyen kişi” ilan edildi.