1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Woody Allen’in en güzel 10 filmi

16 Kasım 2015

80 yaşını kutlamaya hazırlanan Woody Allen birbiri ardına film çekmeye devam ediyor. Son filmi olan 'Mantıksız Adam' ile yeniden adından söz ettiren usta yönetmenin en iyi 10 filmini derledik.

https://p.dw.com/p/1H6Xi
Fotoğraf: picture-alliance/Mary Evans Picture Library

New Yorklu Woody Allen 1977’de yönettiği altıncı film olan Annie Hall sinemalara gelene kadar sahnede ve kamera önünde şakacı ve aykırı komedyen bir olarak biliniyordu. Annie Hall ile her şey değişti. Bu filmle yepyeni bir Woody Allen ortaya çıktı. Karakterlerine derinlik ve psikoloji kattı. Ama farklı komedi anlayışını korudu.

Sadece iki yıl sonra bir sonraki başyapıt geldi: “Manhattan”. Bu film, yönetmenin en iyilerinden. Aynı zamanda en iyi New York filmlerinden biri olan romantik komedide Woody Allen hem yönetmen hem oyuncu olarak yer alırken o yıllardaki hayat arkadaşı Diane Keaton ve yakın dostu Meryl Streep diğer rollerdeydi.

İlk sanatsal kriz

Bu filmiyle Woody Allen'in ilk sanatsal krizi belgelendi. Allen gerçek hayatında da kuruntulu bir adamdı ve komediyi bir öncelik olarak görmüyordu. İsveçli Ingmar Bergman onun en büyük idollerinden biriydi. "Stardust Memories" bu film anlayışını belgeliyordu. Marie-Christine Barrault’un da olduğu film elbette biraz güldürüyordu.

Allen 1983 tarihli “Zelig”deki süprizlerle dolu sinema diliyle herkesi şaşırttı. Woody Allen filmde 1920’lerin New York’unda Leonard Zelig adlı çevresiyle uyumu zayıf, biçare, duygusal bir karakteri canlandırdı. Oportünizm üzerine ince bir çalışma. Woody Allen’a filmde o zamanki yeni hayat arkadaşı Mia Farrow eşlik etmişti.

Mia Farrow ‘Kahire’nin Mor Gülü’ filmindeki genç garson Cecilia rolüyle kariyerini parlattı. Cecila kendine beyaz perdenin hayal dünyasında bir mutluluk arıyordu. Sinemaya gittiğinde sürekli filmin kahramanlarıyla bir araya geliyor, oyuncular onun gerçek hayatına da giriyordu. Harika bir beyazperde masalı.

“Hannah ve kız kardeşleri” Woody Allen’ın filmlerine felsefi derinlik ve entelektüel olgunluk verme isteğinin bir sonraki kanıtıydı. Film aynı zamanda Allen’ın nasıl harika kadın rolleri ürettiğinin iyi bir örneği kabul ediliyor. Filmde Mia Farrow’un yanı sıra Barbara Hershey, Carrie Fisher, Dianne Wiest ve Maureen O’Sullivan parlıyor. Michael Caine’in yanı sıra Allen’da yardımcı rollerden birinde.

Radyonun altın günlerine saygı duruşu

1987 yapımı “Radyo günleri” Woody Allen’ın radyonun altın günlerine bir saygı duruşu. Allen filmde 1930’lu 40’lı yıllarda New York Queens’de yaşayan ve düzenli olarak radyo dinleyen bir Yahudi ailesi yaratmış. Evde hergün spor, haber, radyo tiyatroları ve müzik dinlenir. Film geçmişe sevgiyle, biraz öğütsel ama aynı zamanda mizahi bakıyor.

Woody Allen’ın dram ve komediyi birleştirme yeteneği 1990 tarihli “Suçlar ve Kabahatler” filmiyle bir kez daha kendini gösterdi. Yönetmen bu yapımında da farklı hikayeleri, karakterleri ve olayları komediyle ustaca harmanlamış ve ortaya yine büyük yıldızların rol aldığı izlemesi keyifli bir Allen filmi çıkmıştı.

Seyircinin yönetmenin kendini tekrarladığı hissine kapıldığı birkaç filminden sonra bundan 10 yıl önce yine güçlü bir filmle sinema severleri şaşırtmayı bildi. “Maç sayısı” bir komedi ya da bir New York filmi değil, katıksız bir gerilimdi. Ve genç Scarlet Johansson’a dünya çapında bir kariyer şansı sunmuştu.

Allen son zamanlarda daha çok Avrupa’da film çekiyor. Bu aşamanın en başarılı yapımlarından biri belki de “Vicky Cristina Barcelona”. Allen bu filminde de harika bir oyuncu kadrosu oluşturmayı başardı: Scarlett Johansson’un yanı sıra Penélope Cruz ve Javier Bardem yapımda rol aldı. Bugün birçok oyuncu için bir Allen filminde oynamak büyük bir onur.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/JK/UÇ/BÖ/NH