1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Yıldırım Erdoğan'a çıkışmayacak"

22 Mayıs 2016

Alman Heinrich Böll Vakfı’nın İstanbul temsilcisi Kristian Brakel AKP'de yeni dönemi DW'ye değerlendirdi. Brakel'e göre AKP Olağanüstü Kongresi, güçlü adamın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunun teyidi.

https://p.dw.com/p/1IsbD
Fotoğraf: picture alliance/AP Images/R. Ozel

DW: AKP Olağanüstü Parti Kongresi’nin en önemli noktası yeni kadrolar. Sizce Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın seçilmesi ne anlama geliyor?

Kristian Brakel: “Bu isim özellikle Cumhurbaşkanı’nın iktidarını nasıl yürüteceği ile ilgili bir seçim. Bundan önceki parti başkanı ve aynı zamanda başbakan, Cumhurbaşkanı ile çok yakın mesai içinde olmasına rağmen istifaya mecbur edildi. Cumhurbaşkanı şimdi Binali Yıldırım’ı devreye sokarak kendi görüşü ve pozisyonu daha kıt olan bir kişiyi bu konuma getirmiş oluyor. Davutoğlu’nun Erdoğan’a ufacık bir karşı çıkma denemesi bile, Cumhurbaşkanı'na fazla gelmişti. Cumhurbaşkanı’nın şimdi devreye soktuğu kişinin (Binali Yıldırım) küçücük bir çıkış yapması bile beklenmiyor.”



DW: Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlık hedefinin önünde engel kalıyor mu?

Kristian Brakel: “Şu anda Türkiye’de zaten uygulamada başkanlık sistemi var! Bunu Cumhurbaşkanı da sürekli söylüyor. Ancak anayasada bu konuda değişiklik için AKP parlamentoda henüz üçte ikilik çoğunluğa sahip değil. AKP belki anayasa değişikliğini referandum yoluyla başarabilmek için parlamentoda çoğunluk sağlayabilir. Ama referanduma gitmeden, sadece parlamentoda bu hedefe ulaşmak için AKP’nin elinde yeterli oy çoğunluğu bulunmuyor.”

DW: Adaylığının açıklanmasından sonra Yıldırım yeni görevindeki ağırlık noktasının PKK ile mücadele olduğunu vurguladı. Türkiye geçmiş dönemlerde uzun yıllar bu sorunu askeri yollardan çözmeye çalıştı ama bu yol barışı sağlamadı. Barış sürecine dönüş için herhangi bir şans görüyor musunuz?

Kristian Brakel: “Şu anda maalesef bir şans göremiyorum. Geçen yıl bu konudaki görüşlerim farklıydı, çünkü o zamanki Başbakan Davutoğlu, sürekli barışçıl ifadeler kullanıyordu. Temkinli bir biçimde barış sürecini yeniden gündeme getirmeyi denedi. Bu çabalar her defasında Cumhurbaşkanı tarafından sonuçsuz bırakıldı. Şu durumda görüşme sürecine yeniden başlanması, olasılık dışı görünüyor. Bunun bir nedeni de PKK ile Türk hükümetinin Suriye’de birbirine tamamen zıt çıkarlar gözetmeleri. Ayrıca Cumhurbaşkanı’nın PKK’yı ortadan kaldırma konusunu kişisel meselesi haline getirmesi, en azından PKK’yı karşısında güçlü bir muhatap olmaktan çıkartmaya çalışması da olumsuz faktörler arasında.”

DW: Türkiye’nin siyasi alanlarda, sığınmacı krizinde, Suriye anlaşmazlığında önemli bir ortak olduğundan yola çıkarsak , Avrupa-Türkiye ilişkileri hakkında neler söylenebilir?

Kristian Brakel: “Avrupa ile ilişkiler zor olmaya devam edecek. Bunun bir yandan Avrupalıların AKP ve Cumhurbaşkanı ile tarihi ilişkileri ile yakından ilgisi var. Yani Türkiye'nin AB üyeliğine her zaman karşı çıkmış olmaları ile ilgili bir durum. Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan için kişisel bir incinme anlamına geliyor. Bunun dışında Türkiye’deki siyasi sistem, özellikle de dış politika çok kişiselleştirilmiş durumda. Ve dış politika Cumhurbaşkanı’na son derece bağımlı. Bu duruma rağmen her iki tarafın da birbirine mecbur olduğu ilişkilere devam edilecek. Erdoğan’ın da en azından önemli ekonomik bir pazar olarak Avrupa'ya ihtiyacı var. Ama bu ilişkinin özünü dostluk ya da güven oluşturmayacak.”

© Deutsche Welle Türkçe

Matthias von Hein

Kristian Brakel
Kristian BrakelFotoğraf: Heinrich-Böll-Stiftung/S. Röhl