1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yeni bir 'çözüm süreci' mümkün mü?

13 Eylül 2016

PKK lideri Öcalan'ın 1,5 yıl aradan sonra ilk kez mesajlarını kamuoyuna duyurması, 'Yeni bir çözüm süreci mümkün mü?" sorusunu gündeme getirdi. Uzmanlar, Öcalan'ın sözlerini DW Türkçe için yorumladı.

https://p.dw.com/p/1K0ys
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Debets

İmralı Cezaevi'ndeki PKK lideri Abdulah Öcalan'ın 1,5 yıl aradan sonra kamuoyuna yansıyan mesajları, devlet ile PKK arasında giderek şiddetlenen çatışmaların yaşandığı bir dönemde 'çözüm sürecine dönüş mümkün mü? Sorusunu gündeme getirdi.

24 HDP'li belediyeye kayyum atandığı ve Suriye'de Türk Silahlı Kuvvetleri ile YPG arasındaki gerilimin yükseldiği bir dönemde Öcalan'ın ailesi ile görüştürülmesi, devletin Kürt sorununun barışçıl çözümü konusunda yeni bir sayfa açabileceği ihtimalini ortaya çıkarmış oldu.

Peki, PKK ile devlet arasında 2013'te başlatılan ve silahların susması ile toplumda barış umudunu ortaya çıkaran 'çözüm süreci' yeniden başlayabilir mi?

DW Türkçe'ye konuşan uzmanlara göre, Öcalan'ın yeniden müzakere masası kurulmasına dönük talebi olumlu olsa da devletin bu konuda adım atması için PKK'nın Türkiye'deki kadrolarını sınır dışına çıkarması ve Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleyi bıraktığını açıklaması şart. Öte yandan Suriye'nin geleceğine ilişkin bir konsensus sağlanıp sağlanmayacağı da Türkiye içindeki çatışmaların devamı konusunda belirleyici olacak.

"Öcalan geri adım atmıyor"

Öcalan'ın 1,5 yıl aradan sonra kamuoyuna yansıyan görüşlerine bakıldığında kendisinin geleneksel pozisyonunda bir değişiklik olmadığına dikkat çeken Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Güvenlik Uzmanı Dr. Nihat Ali Özcan, "Öcalan, her zamanki gibi müzakere masasını ve kendi pozisyonunu güçlendiren bir önermede bulunuyor. Kendi düşüncelerinden geri adım atmıyor" diye konuşuyor. Bundan sonra Kandil'in Öcalan'ın sözlerini boşa düşürmeyecek bir pozisyon alacağını dile getiren Özcan, "Ancak hükümet harekete geçmekte acele etmeyecektir. Hem verilen sözlere güvenmesi hem de yeni bir çözüm süreci için kamuoyunu ikna etmesi gerekiyor. Dolayısıyla örgütün çatışma olmayacağına dair ciddi adımlar atmasını bekleyecektir. Aksi takdirde, Öcalan'ın mesajları ile fazla ilgilenmeyecektir" diyor.

"2013'ün gerisinde bir açıklama"

Çözüm sürecinde önemli görev üstlenen Akil Adamlar Heyeti'nden gazeteci yazar Avni Özgürel ise, İmralı ile görüşmenin gerçekleşmesi ile PKK cephesinin bir süredir dillendirdiği "Öcalan'ın sağlığından endişeliyiz" şeklindeki argümanın da ortadan kalktığını söylüyor. Öcalan'ın "6 ayda sorunu çözeriz" şeklindeki sözlerinin olumlu sayılabileceğini ancak bu sözlerde örgüte dönük hiçbir telkin bulunmadığını ifade eden Özgürel, "2013 Nevruzuna baktığımızda, orada örgüte açık bir şekilde 'silahla siyaset dönemi bitti' demişti. Şimdi ise Türkiye'ye karşı silahların bırakılması konusunda herhangi bir açıklama yok. Bu haliyle 2013 Nevruzundan geride bir açıklama" diye konuşuyor.

Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse Başbakan Yıldırım'ın yeni bir çözüm süreci için PKK'nın "Türkiye'ye karşı silahlı mücadeleye son veriyoruz ve tüm unsurlarımızı sınır dışına çekiyoruz" demesi gerektiğine işaret ettiğini hatırlatan Özgürel'e göre, Ankara 'sütten ağzı yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyecek' . Yani, örgütün bundan sonra atacağı adımların ciddiyetine ve gerçekliğine bakacak.

Öcalan'ın mesajı sonrasında açlık grevlerinin sona erdirilmesinin önemli bir kazanım olduğunu ve bölgedeki gerilimi az da olsa gerilettiğini vurgulayan Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun ise, İmralı'dan gelen açıklamaların iki yönlü değerlendirilmesi gerektiği görüşünde. Öcalan'ın hem devlete hem de KCK'ya seslendiğine dikkat çeken Coşkun "KCK'nın bu mesajlara ne yanıt vereceğini bir iki gün içinde göreceğiz. KCK'dan gelen son açıklamalarda 'yol açılırsa bir ayda çözeriz' şeklinde ifadelere bakacak olursak, Öcalan'ın çözüm masasına dönük sözlerine destek verileceğini düşünüyorum" diye konuşuyor.

"Çözümün anahtarı Suriye"

Devlet tarafından gelecek sinyalin ise çok daha kritik ve belirleyici olduğunun altını çizen Coşkun, devletin Öcalan'ın açıklamaları olsa da olmasa da çatışmanın sona erdirilmesine yönelik adımlar atmasının zamanının geldiğini belirtiyor. Şu anda devletin ve PKK'nın karşılıklı restleşmelerle süreci şiddet ekseninde sürdürdüğüne işaret eden Coşkun, bir uzlaşma sağlanacaksa bunun Suriye'deki çözüm konusunda anlaşmaya varılması ile mümkün olabileceğini belirtiyor. Öte yandan Türkiye'nin yeniden çözüm masasına oturmak için Kürt hareketinden somut adımlar bekleyeceğine de vurgu yapan Coşkun, "Devlet PKK'dan 2013'tekine benzer bir geri çekilme ve hatta silahların bırakılmasını isteyecektir. Bunlar olmadan devletin yeni bir çözüm sürecini başlatacağını düşünmüyorum" değerlendirmesinde bulunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Aram Ekin Duran / İstanbul