1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yeryüzündeki türler tehlikede

Ajanslar21 Şubat 2004

Birleşmiş Milletler raporlarına göre 34 bin bitki ve 5 binden fazla hayvan türü yok olma tehlikesiyle yüz yüze. Almanya, türlerin yaşayabilmesini sağlamak için son 10 yılda yarım milyar euro harcadı.

https://p.dw.com/p/Aamr
Çukvalla kertenkelesinin de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya
Çukvalla kertenkelesinin de soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıyaFotoğraf: AP

Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da gerçekleşen Bitki ve Hayvan Çeşitliliğini Koruma Konferansı cuma günü sona erdi. İki haftalık konferans, 187 ülke ve 2 bin katılımcı ile gerçekleşti.

Federal Almanya Çevre Bakanı, Jürgen Trittin, konferansın olumlu bir atmosferde geçtiğini söyledi. Bakanlıklar düzeyindeki görüşmelerde 70 ülkeden Çevre Bakanı yer aldı. Konferansın ana teması, biyolojik çeşitliliğin artması ve yok olmakta olan türlerin koruma altına alınmasıydı. Birleşmiş Milletler'in 1992 yılında imzaya açtığı Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi çerçevesinde yedinci defa düzenlenen konferans, umut veren kararlarla son buldu.

Trittin: "Göz yumamayız!"

Almanya Çevre Bakanı Jürgen Trittin, Bitki ve Hayvan Çeşitliliğini Koruma Konferansı’nda, tüm çevre koruma alanlarının bir ağ gibi birbirine bağlanıp küresel hale getirilmesini talep etti. Görüşmelerin başladığı gün, ”Biyolojik çeşitliliğin hızla azalmasına, yaşam kaynağımızın böylece yok olmasına göz yumamayız.“ diyen Trittin, birkaç yıl içinde farklı yaşam türlerini barındıran çevre koruma alanlarının kurulması gerektiğini düşünüyor. Global koruma alanları zinciri, çevre korumada istikrarın sağlanması ve azalan biyolojik çeşitliliğe karşı kalıcı bir tedavi olması açısından çok önemli bir girişim.

Yoksulluğun da nedeni

Biyojik çeşitliliğin azalması, ekolojik, sosyal ve ekonomik olarak felaketlere yol açıyor. Aynı zamanda giderek büyüyen yoksulluğun önemli sebeplerinden biri olarak gösteriliyor. Bu durumun tersine çevrilmesi ve tür çeşitliliğinin arttırılması, yoksulluğa karşı savaşta, atılmış önemli bir adım olacak. Bakan Trittin, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ne imza atan tüm tarafların, bu gidişin önüne geçmek için, bir an önce harekete geçmesi gerektiğini söylüyor.

Doğal kaynaklardan, kapasitelerinin üzerinde yararlanılması, denizlerdeki yaşam çeşitliliğinin kökünün kurutulması gibi sorunlara bir de gelişmekte olan ülkelerin kendilerine özgü sorunları ekleniyor. Bunların arasında, doğal alanların yağmalanması, tarım ürünleri çeşitliliğinin azaltılması, kaçak yapılanma gibi konular var.

Gelişmiş ülkelere "biyolojik korsanlık" suçlaması

Bu sorunları kabul eden Doğu ve Güney ülkeleri de, kendi rahatsızlık duydukları meseleleri dile getirdiler. Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinden çevre bakanları; ziraat alanında gen teknolojilerinin kullanımını, dünya genelinde geçerli standartlara bağlayacak kurallar koyulmasını talep etti. Ayrıca gelişmiş ülkeleri ‘biyolojik korsanlıkla’ suçladılar, tür çeşitliliğinin sınırlı olmasında Batılı ülkelerin de sorumluluğu olduğunu savundular. Sanayi ülkeleri bir de, gelişmekte olan ülkelerde yürütülen çevre koruma programlarını maddi olarak destekleyeceklerini açıklamadıkları için, konferansı takip eden çevreciler tarafından eleştirdiler.

Bu sözler üzerine, Alman Çevre Bakanı Trittin, meselenin yalnızca gelişmişlik olmadığını, çevre koruma programlarını uygulamak için, güçlü ve bağlayıcı bir karaktere ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Herkesi bağlayacak kurallara Almanya’nın karşı olmadığını, ancak bunu gerçekleştirmenin çok zor olduğunu da sözlerine ekledi.

Türler yok oluyor

Birleşmiş Milletler raporlarına göre, ortalama 34 bin bitki ve 5 binden fazla hayvan türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin tarafları 2010 yılına kadar bu tehlikeyi bertaraf edip, gözle görülür bir düzelme hedefliyorlar. Almanya geçtiğimiz 10 yılda türlerin çeşitliliğinin korunması çalışmalarına yarım milyar euro harcadı. Bunun dışında 1991 yılından beri Birleşmiş Milletler Çevre Fonu‘na 1,6 milyar Amerikan Doları bağışta bulundu.