1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

YORUM: Aman yabancı olmasın!

31 Temmuz 2019

Frankfurt'ta bir anne ve oğlunun hızlı trenin önüne itilmesi Almanya'yı dehşete düşürdü. Erkan Arıkan bu gibi olaylarda fail ve zanlıların yabancı kökenli olmasının ülkedeki tüm yabancıları zora soktuğuna dikkat çekiyor.

https://p.dw.com/p/3N6VK
Frankfurt istasyonunda annesiyle birlikte hızlı trenin önüne itilen 8 yaşındaki çocuk yaşamını yitirmişti.
Frankfurt istasyonunda annesiyle birlikte hızlı trenin önüne itilen 8 yaşındaki çocuk yaşamını yitirmişti.Fotoğraf: Imago Images/epd/H. Lyding

"Evet, Pazartesi günü haber ajanslarının son dakika haberini gördüğümde tüylerim diken diken oldu. "Anne ve çocuğu hızlı trenin önüne itildi." Gözümde yaşlar, aklımdan binlerce düşünce geçti. Ama bu tür haberlerde her zaman için akla ilk gelen, "Ne olur yabancı yapmış olmasın!" düşüncesi. Bir aile babası olarak anne ve oğlunun yakınlarının ne halde olduğunu düşünürken diğer yanda "Bir insan böyle bir şeyi nasıl yapabilir? Buna ne sebep olmuş olabilir?" soruları geçiyordu aklımdan. Ve 40 yaşında Eritreli bir zanlının yakalandığına dair ilk bilgiler ajanslardan geçmeye başladı.

Göçmen olarak göçmenlerin eylemlerini kınama zorunluluğu

Bu haberle birlikte olayın nasıl gelişeceği de açıklığa kavuşmuş oldu. Suç eyleminin nedeni giderek arka plana gerilerken zanlının etnik kökeni üzerine gidilmeye başlandı. Sanki bir failin karakterini kökeni belirliyormuş gibi. Ve yine "yabancılar", "göçmen", "hepsi tehlikeli", "hepsi potansiyel suçlu" gibi bol keseden atılan lafları duymak zorunda kalıyorum.

Şartlı refleks devam ediyor. Şimdi bir zamanların konuk işçilerinin çocuğu ve Türk kökenli Alman olarak kendimi gerekçelendirmem gerekiyor. Toplum benden sadece yabancı kökenli birinin işlediği suçu kınamamı beklemiyor. Üstüne üstlük Eritreli ya da başka Afrikalıları genel zan altında bırakıyor. Sağ popülistlerin konuyu siyasi hedefleri için nasıl kullandıklarına ise hiç değinmek istemiyorum.

DW Türkçe Yayınları Sorumlusu Erkan Arıkan
DW Türkçe Yayınları Sorumlusu Erkan ArıkanFotoğraf: DW/B. Scheid

Nijeryalı komşum dünden beri otobüse de tramvaya da binmiyor. İşe niye otomobille gittiğini sordum. Önce Pazartesi günü eve dönerken rahatsız olduğunu, yolcuların aşağılayıcı bakışlarına maruz kaldığını, fısıldaşmalar duyduğunu söyledi. Ardından da ırkçı bir söz. Böylece rahatsızlık hissi hızlı bir şekilde korkuya dönüşüyor. Bunu çok iyi anlayabiliyorum!

Üstüne üstlük Müslüman!

Düsseldorf'daki bir havuzda bir grubun olay çıkardığı yönünde çıkan haberleri duyduğumda ilk tepkimi tahmin edebilirsiniz. "Aman ne olur yabancı olmasınlar!" Ve radyoda sunucu, gruptaki 40 kişinin çoğunun Kuzey Afrikalı olduğunu söyledi. Aklımda yine düşünceler... "Üstüne üstlük Müslüman!" Ve yine kendimi savunmak durumundayım. Çoğu benimle aynı dinden diye 40 serseri gencin yaptığını kınamak zorundayım. Göçmenler, Müslümanlar, Hristiyanlar, Almanlar ya da faili her kim olursa olsun her zalim eylem, her saldırı, her suç olayını en sert şekilde kınamam gerekiyor.

Ancak Alman toplumunun şunu anlaması lazım. Çünkü eminim ki pek çoğu şu noktayı gözden kaçırıyor: Frankfurt'ta yaşanan korkunç olay bir gün gelecek pek çok kişinin hafızasından silinecek. Ancak bu tür olaylar sonrasında yabancı kökenli pek çok insanın ve benim de bizzat karşı karşıya kaldığım ırkçı düşmanlıklar ve nefret bize her gün eşlik etmeyi sürdürecek.

Erkan Arıkan

© Deutsche Welle Türkçe