1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Nicht repräsentative Einzelfälle & Polarisierung nimmt zu

9 Eylül 2010

Almanya’da Müslüman göçmenlerle ilgili tartışma büyüyerek devam ediyor. Konuyla ilgili Deutsche Welle Bulgarca Yayınlar Servisi’nden Alexander Andreev’in değerlendirmesini sunuyoruz.

https://p.dw.com/p/P8dc
Alexander Andreev
Alexander Andreev

Almanya’nın, Avrupa’nın ve yanlış bir genelleme yapılarak Hristiyan diye anılan Batı Dünyası’nın kendi gündemi var. Bu gündemdeki örneğin medya özgürlüğü konusu büyük önem taşıyor. Almanya Başbakanı, işte bu temel hakka verdiği desteği vurgulamak için Danimarkalı karikatürist Kurt Westergaard’a medya ödülü verdi.

Öte yandan, Müslümanlarla Müslüman olmayanlar arasında diyalog var mı, yok mu gibi gereksiz bir çığırtkanlığı pompalayan da yine medya kuruluşları. Çünkü aslında birlikte yaşam bayağı da iyi işliyor. Soğuk Savaş ertesinde zuhur edeceği yönünde dramatik bir biçimde kehanette bulunulan “Medeniyetler Çatışması” ortaya çıkmadı. ABD ve AB'deki Müslüman toplulukları artık hem sayı olarak, hem de tarihi kökleri ile toplumun ayrılmaz bir parçası haline geldiler. Aşırı İslamcıların suikastlarına kurban gidenlerin sayısı ise trafik kazalarında ölen insan sayısının çok küçük bir parçası kadar.

Evet, Avrupa'da dinî sorunlara ilgi gittikçe artıyor. Ve çok sayıda Avrupa’lı -özellikle de ekonomik kriz nedeniyle- güvenleri sarsıldığı için, çareyi çoğunlukla dinî inançlarına sığınmakta buluyorlar. Ama bunu yaparken agresif bir İslam karşıtı tavra da girebiliyorlar. İşte bu noktalar da buranın gündem maddeleri arasında bulunuyor. Bunun böyle olması da iyi bir şey; çünkü ‘Batılı’, ‘Hrıstiyan’ toplum denilince akla özgür ve çok renkli bir birleşim geliyor. Ve işte o birleşim, çok yönlü olması ve liberalliği nedeniyle 65 yıldan beri barış içinde yaşamakta.

© Deutsche Welle Türkçe

Alexander Andreev / Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Nihat Halıcı