1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Stratejisiz savaşa devam

22 Ağustos 2017

DW'den Sandra Petersmann, Trump'ın yeni Afganistan stratejisinde "yeni" bir şey bulunmadığını belirterek, "ABD savaşa geri dönüyor" diyor.

https://p.dw.com/p/2ienx
USA Fort Myer Trump Rede Afghanistan Strategie
Fotoğraf: picture-alliance/Pool via CNP/MediaPunch/M. Wilson

Afganistan'daki Amerikan birliklerinin geri çekilmesini aceleye getirmemek gerektiği geç idrak edildi. ABD Başkanı Donald Trump politikaya atılmadan önce, ‘Amerikan askerleri Afganistan'dan ne kadar çabuk çekilirse o kadar iyi olur' diyordu. 2013 yılında Twitter hesabından yaptığı paylaşımda Afganistan misyonunu ‘saçmalık' olarak nitelendirmişti. Ona göre Afganistan için sarf edilen milyarlarla Amerika'nın imar edilmesi gerekirdi.

Saçmalıktan' gerçeğe

Başkan olduktan sonra ise Trump gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldı. Amerikan silahlı kuvvetlerinin başkomutanı sıfatıyla yaptığı konuşmada Afganistan'dan çarçabuk çekilmenin tıpkı 2011 yılında Irak'ta olduğu gibi muazzam bir boşluk yaratacağını söyledi. Amerikan ulusuna hitaben yaptığı konuşmada El Kaide, IŞİD ve diğer terör örgütlerinin Amerikan askerlerinin 16 yılda kazandığı başarıları bir çırpıda ortadan kaldıracağını söyleyerek kanlı bir tablo çizdi. Hangi başarıların kazanıldığından ise söz etmedi.

Sandra Petersmann
Sandra Petersmann

Trump şimdi parlatılmamış olduğu için yeni üslup da kullanıyor. "Artık kendimize göre devlet dizayn etmeyeceğiz. Biz teröristleri öldüreceğiz”, dedi. Böylece Batılı politikacıların sözlü maskaralıklarıyla arasına mesafe koymuş oldu. Selefleri Bush ve Obama da Afganistan müdahalesini demokrasi götürmekle ve insan haklarını korumakla gerekçelendirmişlerdi. Hâlbuki ikisi de siyasi stratejileri olmadığından önceliği askeri çözüm arayışına vermişti. Şimdi Trump da aynısını yapıyor. ABD'nin Afganistan stratejisinin ‘yeniliği' de bu noktada sona eriyor.

Yenilik yerine devamlılık

Donald Trump sözleriyle Barack Obama'dan ne kadar uzaklaşmaya çalışırsa çalışsın, o da yeni bir strateji sunmadı. Afganistan'daki angajmanın ABD'nin temel çıkarlarıyla uyumlu olduğunu söyledi. Muazzam problemler devraldığını ama kendisi problem çözücü olduğu için bu problemlerin giderileceğini söyledi. "Sonunda biz kazanacağız” derken bunun siyaseten ne anlam taşıdığını tarif etmedi. Trump "Birliklerimiz zafer için savaşıyor. Zafer bundan böyle düşmanlarımıza saldırmak demektir. IŞİD'i silmek, El Kaide'yi imha etmek ve Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesine fırsat vermemektir”, dedi. Bütün bunları başarabilmesi için uzun soluğa ihtiyacı olacak. Peki, tabut içinde ülkesine gönderilen Amerikan askerlerinin sayısı yeniden artarsa ne olacak?

Trump Afganistan'daki asker sayısının ne kadar arttırılacağı hakkında bilgi vermedi. Bu misyonu ne kadar zamanda tamamlayacaklarını da söylemedi. Sadece "Sonuç savaş meydanında aranacak, keyfi süre verilmeyecek, İşte stratejimize bu unsurlar yön verecek”, demekle yetindi.

Donald Trump Amerikan askerlerinin savaşta uymak zorunda oldukları kuralların yumuşatılacağını da söyledi. ‘Washington'daki mikro yönetim yöntemleriyle savaş kazanılamayacağını' vurguladı ve ‘cephedeki askerin gerçek zamanda, gerçek otoriteyle ve kesin hedefle düşmanı yenebilecek durumda olması gerektiğini' söyledi. Bundan insansız hava araçlarının artacağı, daha fazla hava saldırısı düzenleneceği, daha fazla savaşılacağı ve daha fazla ölüneceği sonucu çıkıyor. Siyasi tarafı olmayan, askeri bir stratejiye benziyor. Geçmişten tanıdığımız stratejileri andırıyor. Trump liderliğindeki ABD savaşa geri dönüyor. Bu NATO'daki müttefiklerinin hoşuna gitmeyecek. NATO devletleri Afganistan misyonuna destek vereceklerini ancak NATO Afganistan'da savaşıyor izlenimi uyanmaması gerektiğini savunuyorlar. Aradaki hassas dengeyi uzun süre korumak mümkün olmayacaktır.

Zor müttefik Pakistan

Pakistan'a savrulan tehditler de geçmiştekilerden farklı değil. Trump, Taliban ve diğer terör örgütlerinin Pakistan'da yuvalanmasına daha fazla sessiz kalamayacaklarını söyledi. Ondan öncekiler de aynı söylemişti. Obama, Hillary Clinton, Dick Cheney ve Donald Rumsfeld da Pakistan'ın Afganistan'da ikili oynamasına göz yumulamayacağını söylemiş, eleştirmiş, tehdit etmiş, ara sıra para yardımını kısmış ama daha fazlasını yapmamışlardı.

Çünkü Pakistan vazgeçilemeyecek bir ortak sayılıyor. Amerikan birliklerinin ikmal yolları bu ülkeden geçiyor. Sinir bozucu da olsa bu bir gerçek. Trump Pakistan'dan ‘uygarlık, barış ve düzen için çalıştığını göstermesini' istedi. Fakat Pakistan şimdiye kadarki tutumunu değiştirmezse ne olacak? Yaptırım mı gelecek? İnsansız hava araçları mı gönderilecek? Her türlü askeri yardıma son mu verilecek? Bu durumda Çin'in eline şimdiye kadarkinden daha fazla koz geçer, o kadar.

© Deutsche Welle Türkçe

Sandra Petersmann