1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

YORUM: Türkiye’nin 'Kıbrıs' çıkışı makul karşılanmalı

20 Temmuz 2011

Stratejik önemi artan Türkiye, Kıbrıs konusunda sertleşiyor. AB’nin politikalarını eleştiren Deutsche Welle Türkçe Yayınlar yöneticisi Baha Güngör’e göre artık Kıbrıs’ta çözüm için tek bir yol kaldı.

https://p.dw.com/p/120QW
Deutsche Welle Türkçe Yayınlar yöneticisi Baha Güngör
Deutsche Welle Türkçe Yayınlar yöneticisi Baha GüngörFotoğraf: DW

Kıbrıs konusunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği gibi „bıçak kemiğe dayandı“. Erdoğan, Kıbrıs Harekâtı’nın yıldönümünde Kuzey Kıbrıs’ta yaptığı konuşmada artık herhangi bir uzlaşının mümkün olmadığının altını çizdi. Bir yıl sonra Kıbrıs altı aylığına AB Dönem Başkanlığı’na soyununca Türkiye’nin AB ile ilişkilerini dondurmaya hazır olduğu bu konuşmadan önce belli olmuştu.

Erdoğan’ın konuşmasını ve Türkiye’nin sert tavrını AB ülkeleri bir tür aşağılama olarak hissedebilir. Ancak bu tavrı anlayışla karşılamak gerekiyor, çünkü Kıbrıs konusunda AB tarafından defalarca hayal kırıklığına uğratılan Türkiye kendine artan güvenine ve artan ekonomik ve stratejik gücüne dayanarak bundan böyle kaypak diplomatik ayak oyunlarını kabul etmeyecek.

Türkiye’nin sertleşen Kıbrıs politikasına ilk tepkilerin Almanya’dan gelmesi doğal karşılanmalı. Almanya Kıbrıs’ın, çözüme varılmadan tek taraflı olarak tam üyeliğe alınmasını Yunanistan'ın, AB’nin Doğu Avrupa’ya genişlemesini veto tehdidine karşı önlem olarak kabul etmiş ve ettirmişti.

Son bir umut olarak dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın adadaki Türkleri ve Rumları birleştirme planı iki tarafta da halkoylamasına sunulmuştu. Ancak beklenenin aksine Kıbrıs Türkleri büyük bir çoğunlukla birleşmeye „evet“ derken, Rum tarafı daha da büyük bir çoğunlukla „hayır” demiş ve AB’nin baştan beri yanlış olan hesapları bozulmuştu.

Bunun üzerine Kıbrıs’ın tek taraflı olarak AB’ye tam üyeliğinden vazgeçilmesi, gelinen nokta itibariyle mümkün olmadığından Türk tarafına bir dizi vaatte bulunulmuştu. Lakin bunların hiçbiri bugüne kadar yerine getirilmedi.

Kıbrıs sorunu nedeniyle Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakereleri zaten çıkmaza girmişti. Bundan dolayı öyle veya böyle bir şekilde AB ile ilişkilerinin dondurulması Türkiye’nin pek umurunda değil. Tabii ki neticede Türkiye AB ile iyi ilişkilerin sürdürülmesinden yanadır, ama bunun için Kıbrıs’ta taviz vermeyecektir. Peki AB Türkiye’den kolay kolay vazgeçebilir mi? Hele Arap ülkelerindeki gelişmeler, Ortadoğu’da giderilemeyen gerginlikler, savaş tehlikeleri veya İran gibi sorunların ışığında Türkiye Avrupa’nın güvenilir bir stratejik ortağı olarak hiç de küçümsenmemesi gereken bir öneme sahiptir.

Gelinen noktada Kıbrıs sorununun tek bir çözüm yolu kalmıştır: Adada iki devletin varlığını kabul etmenin ve bu iki devletin kendi özgür iradeleriyle ilerde ister tek bir devlet olarak ister federatif bir çatı altında birleşmelerini desteklemenin alternatifi kalmamış gibi görünüyor. 1959 Londra Antlaşması'nın ürünü olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 60’lı ve 70’li yıllarda yaşananların tek sorumlusunun Türkiye olduğu yanılgısına düşülmemelidir.

© Deutsche Welle Türkçe

Yorum: Baha Güngör

Editör: Ahmet Günaltay