Yunanistan nasıl kurtulur?

Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble Yunanistan’ın devlet iflası ilan etmesinin düşünülemeyeceğini söylemekle, heyecanla beklenen troyka raporunun bir anlamda ‘havasını almış’ oldu. Çünkü, Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Avrupa Merkez Bankası (AMB) uzmanlarının Yunanistan’ın borçlarının ikinci kez tıraşlanmasını tavsiye ettikleri öğrenilmişti. Oysa borç tıraşı, düzenli konkordato ilanı, yani iflastan başka anlama gelmiyor.

Almanya’nın tanınmış finans uzmanlarından, fon yöneticisi Max Otte iki tanımlamanın da aynı kapıya çıktığını ve Yunanistan’ın çoktan müflis duruma düştüğünün inkar edilemeyeceğini söylüyor.

Bu yılın ilk yarısında özel banka ve sigortacılık şirketleri Yunanistan’dan alacaklı oldukları 100 milyar Euro’dan feragat etmişti. Borç tıraşı Yunan ekonomisinin küçülmesini önlemeye yetmedi. Bunun sonucunda da borç stoku yeniden Gayrı Safi Yurtiçi Hâsıla’nın yüzde 160’ına çıktı. Borç krizinden önce de Yunanistan’ın borçlanma oranı aynı düzeydeydi.

Max Otte bu nedenle, büyük sermaye ile alacaklıların da makul payla katılacakları kapsamlı bir borç tıraşı yapılmasını salık veriyor. Otte, “Yunan devlet tahvillerinin büyük bölümü Yunan bankalarının kasasında yatıyor. Bu, yeni bir borç affının yunan bankalarının bilançolarına yansıyacağı anlamına gelir. Birçok banka batar. Ama aynı zamanda, ülkenin içinde bulunduğu sefaletten istifade eden Yunan milyonerleri de bir anda fakir düşer”, diyor.

Almanya Maliye Bakanı ise yüksek miktarda Yunan devlet tahvili alan resmi alacaklıları da etkileyeceği gerekçesiyle borç tıraşına direniyor. Para Fonu ve Merkez Bankası borç affının dışında kalacağı için Euro ülkeleri Yunanistan’a verdikleri borcun belli bir bölümünü silmek zorunda kalacak. Almanya şimdiye kadar Yunanistan’a yardım kredisi ve merkez bankasının tahvil alımları üzerinden 80 milyar Euro borç verdi. %50’lik borç tıraşı Almanya’ya 40 milyar Euro kaybettirir. Böylece Yunanistan’ın içinde bulunduğu borç krizi ilk kez olmak üzere Alman vergi mükellefini zarara sokar.

Kefalet değil, somut yardım

Köln Üniversitesi Ekonomi Politikaları Enstitüsü Direktörü Johann Eekhoff şimdiye kadar Alman kamuoyuna, ‘sadece kefalet üstlendik, para vermedik, bundan sonra da vermeyeceğiz’, dendiğini ve. halka böyle telkin edildiğini, hatırlatıyor.

Bilim adamı, genel seçimlere bir yıl kala borç krizinin Almanların cebini yakacağını söylemenin koalisyon hükümetinin işine gelmeyeceği görüşünde. Maliye bakanı bu nedenle, kamu sektörünün alacaklarından vazgeçmesinin mümkün olmadığını gerekçelendirmeye çalışıyor. Schaeuble bütçe yasasının, borç servisini yapamayan borçlulara ek borç verilmesini yasakladığını belirtiyor.

Worms ve Graz Üniversitelerinde öğretim üyeliği de yapan Profesör Max Otte ise şöyle diyor: “Hâlbuki durmadan taze para veriyoruz. Maliye bakanımız hep bu gerekçeye sığınıyor ama yumurta kapıya dayandığında kesenin ağzını açıyor. Böyle tutarlılık olmaz.”

Tek çare Euro’dan çıkmak

Max Otte, troyka raporu açıklandıktan sonra da Atina’ya para havale edileceğini ve bu uygulamanın ikinci borç tıraşı tartışmasında etkilenmeyeceğini söylüyor.

Yunanistan gelen taze paranın %70’i ile borç taksitlerini ödüyor. Yardımlar Yunanları kurtarmaya yetmiyor. Bu yüzden sosyal güvenlik daha da zayıflayacak ve Yunan devleti egemenlik haklarını kısmen devretmek zorunda kalacak. Max Otte tek tutarlı alternatifin Yunanistan’ın ortak para bölgesinden ayrılması olduğu görüşünde. Popüler bilim adamı sözlerini şöyle tamamlıyor: “Yunanistan kemer sıkmaktan battı. Halk sokaklara döküldü. Selanikliler, bakamadıkları için çocuklarını evlatlık veriyor. Bu acımasız uygulamalara son verilmeli. Yunanlar Euro Bölgesi’nden ayrılıp paralarını devalüe eder ve daha az fedakârlıkla krizi atlatabilirler.”

© Deutsche Welle Türkçe

Danhong Zhang/A. Günaltay

Editör: Ercan Coşkun