1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Griechenland Argentinien Krise

17 Mayıs 2010

Arjantin "peso krizi" sonucunda 100 milyar borçlanmış ve moratoryum ilan etmişti. Uzmanlara göre, Arjantin'i 2001'de iflasa sürükleyen nedenler, Yunanistan'da şu an hakim olan durumla benzerlikler gösteriyor.

https://p.dw.com/p/NQEL
Fotoğraf: DW/Bilderbox.com

Bankacılık uzmanları 1990'lı yıllarda Arjantin kredilerini "Tango Bonosu" şeklinde adlandırıyordu. O yıllarda devlet tahvilleri çok güvenli addedilmekteydi, üstelik Arjantin gibi gelişmekte olan ülkelerde faiz oranları da fazlasıyla yüksekti. Bu dönemde dünyanın her yerinden olduğu gibi Almanya'dan da binlerce yatırımcı parasını Arjantin'de değerlendirmeyi tercih etti.

Avukat Jakob Heichele bu kişilerden yaklaşık yüzünün şu an müvekkili olduğunu belirtiyor: "Müvekkillerimin büyük çoğunluğu yaşlı insanlar. 60-65 yaşlarındaki bu kişiler yaptıkları yatırımlar sayesinde emekli aylıklarına bir ek getiri, bir güvence katmak istemiş. Böyle kişilerin sekiz yıldan bu yana para alamamış olmaları çok zor bir durum. Çünkü yaşlılıklarını garantiye almasını umdukları ve emekli aylığına ek olarak hesapladıkları gelirden mahrumlar."

Alacaklılara umut ışığı

Arjantin 2002 yılında "peso krizi" şeklinde adlandırılan kriz sonucunda 100 milyar borçlanmış ve moratoryum ilan etmişti. Geçtiğimiz haftalarda Arjantin hükümetinin yeniden taze paraya ihtiyaç duyması ve uluslararası arenada hâlâ kredi notunun düşük olması, alacaklılara bir umut kapısı araladı. Arjantin Maliye Bakanı Amado Boudou eski alacaklılarla uzlaşmaya gitmek istedikleri sinyalini verdi. Sarmeye piyasalarına geri dönmeyi hedefleyen Arjantin bu amaçla ekonomik krizde moratoryum ilan ettiği borç tahvili ve faiz borcunu değerinin üçte biri üzerinden takas etmeyi önerdi.

Ancak Jakob Heichele'ye göre Boudou'nun teklifi "hedgefonds" yani yüksek riskli yatırım fonları için avantaj oluştursa da yıllardır parasını kurtarmaya çalışan müvekkilleri için hiç de cazip değil. Heichele, "Bir bankerle birlikte, Arjantin'in talep ettiğimiz rakamın sadece yüzde 30 ila 33'ünü ödeyeceğini hesapladık. Buna nominal değer ve şimdiye kadar işleyen faizler de dahil. Teklif bizim için kesinlikle kabul edilebilir değil, üstelik 2005 yılında yapılan tekliften de kötü. Bu yüzden gerek birçok müvekkilim gerekse ben bu teklifi reddettik." açıklamasını yaptı.

NO FLASH Superteaser Griechenland
Fotoğraf: Nikos Pilos

Yunanistan'la büyük benzerlikler var

Ekonomi uzmanları Arjantin'i 2001 yılında iflasa sürükleyen kötü yönetim, rüşvet ve sanayinin rekabet gücünün düşmesi gibi nedenlerin Yunanistan'da şu an yaşanan durumla büyük benzerlikler gösterdiğine dikkat çekiyor. Ekonomi bilimci Veronica Rodriguez şunları kaydediyor: "1990'lı yıllarda Arjantin çıkarılan bir yasayla para birimini dolara endeksledi. Yani bir peso bir dolara eşit oldu. Bu durum yerli malının pahalanmasına, ithalatın artmasına ve ticaret bilançosunda büyük bir açığa neden oldu. Sonuçta devalüasyon kaçınılmaz hale geldi."

Büyük oranda yapılan devalüasyon ile uluslararası hammadde ve tarım ürünleri talebi sayesinde Arjantin ekonomisi 2003 yılından itibaren toparlanmaya başladı. Kısa bir süre içinde ülke Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi büyük alacaklılarına olan borçlarını taksitle ödeyebilir hale geldi. Ancak bu ödemelerden küçük yatırımcılar yine sebeplenemedi. Jakob Heichele müvekkillerinin parasını kurtarabilmek için Arjantin'in 10-15 Milyon euro değerindeki ünlü dinozor fosilleri koleksiyonunu haczettirmeye kalkışmak gibi alışılmadık metotları bile denediklerini belirtiyor. Heichele başarısız olan her girişimin müvekkillerinin paralarını ilerde geri almaları şansını düşürdüğünü vurguluyor.


© Deutsche Welle Türkçe


Ernst Weber / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Ahmet Günaltay