1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Zehirli giysi uyarısı'

26 Kasım 2012

Ünlü moda markalarına ait kıyafetler üzerinde sağlığa zararlı kimyasalları mercek altına alan Greenpeace çarpıcı sonuçlar elde etti.

https://p.dw.com/p/16qA8
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Alışveriş birçokları için artık ihtiyaç gidermek amacıyla yapılmıyor, boş vakit geçirilen bir uğraşa dönüşmüş durumda. Bundan en çok fayda sağlayanlar da büyük moda zincirleri. “Hızlı moda” anlayışı ile piyasaya sürekli yeni ürünler sunan ünlü markalar, moda tutkunu gençlerin mağazaları tıklım tıklım doldurmasını sağlıyor. Sadece İspanyol moda zinciri Zara’nın yılda piyasaya sürdüğü kıyafet sayısı 850 milyon. Ancak madalyonun bir de diğer yüzü var.

Uluslararası çevre örgütü Greenpeace, geçtiğimiz günlerde Almanya'nın birçok kentinde Zara mağazalarının karşına birer dev afiş astı. Afişin üzerinde “Zara’nın kirli sırlarını biliyor musunuz?” yazıyordu.

Yeni bir aydınlatma kampanyası başlatan Greenpeace bu eylemle hazırladığı araştırmanın sonuçlarına dikkat çekmek istiyor. Zara, Benetton, Tommy Hilfinger, GAP, C&A ve H&M gibi ünlü moda markalarına ait 141 kıyafet üzerinde sağlığa zararlı kimyasalları mercek altına alan örgütün elde ettiği sonuçlar çarpıcı.

Greenpeace’in kimya uzmanı Christiane Huxdorff, Deutsche Welle'ye, “NPEs olarak adlandırılan deterjan kalıntılarına rastladık. Bu madde insanda hormonal etkilere yol açabiliyor. Kıyafetler üzerinde ayrıca akışkanlaştırıcıların kalıntılarını da bulduk. Bunların da hormonal etkileri var ve kısırlığa yol açmasından da kuşku duyuluyor. Ayrıca kanserojen maddeler içeren azo boyaların da karıştırılmış olduğunu tespit ettik” açıklamasını yapıyor.

Christiane Huxdorff
Greenpeace uzmanı Christiane HuxdorffFotoğraf: Greenpeace e.V.

Zehirli maddeler içeriyor

Azo boyalar, yoğunlaştırılmış renk içeren sentetik boya maddeleri. Bu boya türü, kanser hastalığına yol açabilecek zehirli maddeler içeriyor. Almanya ile birlikte birçok Avrupa ülkesinde bu boyaların kullanımı yasak. Ancak Avrupa Birliği dışındaki ülkelerde azo boyanın kullanılıp kullanılmamasına ilişkin bir denetim mekanizması bulunmuyor. Bu nedenle de “hızlı moda” üreticileri, üretim merkezlerini Asya ülkelerine kuruyor.

Greenpeace uzmanı Christiane Huxdorff “Firmalar, sadece ucuz olduğu için değil, Avrupa'daki sıkı çevre düzenlemeleri nedeniyle de Asya ülkelerinde üretim yapıyor. Bu nedenle de firmaların ürünlerinde Avrupa'da üretilen ürünlerden daha fazla kimyasal bulunuyor”şeklinde konuşuyor.

Huxdorff, öte yandan bu kıyafetlerin giyilmesinin insan sağlığına doğrudan etkisi olduğu yönünde ellerinde bir veri bulunmadığını da sözlerine ekliyor. Ancak dolaylı etkisi olabileceği uyarısında bulunan Huxdorff, bu kıyafetlerin yıkanması yoluyla suya karışan zehirli maddelerin kanalizasyon ve nehir sularına karışabileceğine işaret ediyor. Greenpeace uzmanı, bu suların geçtiği bölgelerde oturanların ya da balıkların sağlığa zararlı maddelerin tehdidi altında kalabileceğini söylüyor.

Indien Fluss Yamuna
Çoğu tüketici Asya'da üretim yapan birçok firmanın çevreye verdiği zararların farkında değilFotoğraf: dapd

Zara'dan yanıt

İspanyol markası Zara da Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada Greenpeace'in eleştirilerine yanıt verdi. Ürünlerinin laboratuvar koşullarında kalite kontrolünden geçtiğini belirten Zara yetkilileri, kıyafetlerinin sağlık standartlarına uygun olduğunu ve müşterilerinin güvenliğini dikkate aldıklarını kaydetti.

Asya ülkelerinde üretim merkezleri, ayrıca çalışma koşulları nedeniyle de eleştiri oklarının hedefinde. Bangladeş’in başkenti Dakka’da hafta sonu bir tekstil fabrikasında çıkan yangın da dikkatlerin bir kez daha bu konuya çevrilmesine neden oldu. Fabrikada sağlık ve güvenlik standartlarının yerine getirilmemesi 100’den fazla kişinin canına mal oldu.

Avrupa Birliği de bu tür olayların önüne geçmek için Asya ülkelerinde üretim yapan Avrupalı firmalara şeffaflık yükümlülüğü getirmeyi hedefliyor. Buna göre, firmalar ürünlerinin hangi koşullarda üretildiği konusunda kamuoyunu bilgilendirmek zorunda olacak. Böylece tüketici, fabrikalarda çalışan işçilerin ve üretim merkezlerinin uluslararası kalite standartlarına uygun olup olmadığı konusunda bilgi sahibi olacak.

©Deutsche Welle Türkçe

Rachel Gessat / Hülya Schenk

Editör: Beklan Kulaksızoğlu