1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irkçılıkla mücadele bireyden başlıyor

Hoegen, Monika 21 Mart 2008

BM'in üye ülkelere tavsiyesi ile her yıl 21 Martta kutlanan Uluslararası Irk Ayrımı ile Mücadele Günü, ırkçı eğilimlerin azalmasını sağlamadı, ama her yıl en azından bir kez uluslararası gündeme taşınmasını sağlıyor.

https://p.dw.com/p/DR8Z
Irkçılık bir toplumda sosyal açıdan dezavantajlı konumda olanları hedef tahtası haline getirmeyi kolaylaştırıyor
Irkçılık bir toplumda sosyal açıdan dezavantajlı konumda olanları hedef tahtası haline getirmeyi kolaylaştırıyorFotoğraf: picture-alliance/dpa

Irkçılık sınır tanımayan bir fenomen. Avrupa'daki köle ticareti, Almanya'daki Yahudi soykırımı, Güney Afrika'daki Aparthayd rejimi ya da Ruanda'daki Tutsi katliamı... Irkçılık, dünyanın her yerinde, farklı kıtalarda ve kültürlerde, farklı biçimlerde tezahür edebiliyor. Siyaset bilimci ve sosyolog Christine Morgenstern ırkçılığın tanımını şöyle yapıyor:

- İnsanların farklı kategorilere ayrılması.

- Her insanın kendi tercihi dışında bu kategorilerden birine mensup olarak dünyaya gelmesi.

- Her kategori için kültürel, sosyal ve insanların karakterine atfedilen özelliklerin tanımlanması.

- Bir insanın değerinin bu kategorilere bağlı olarak saptanması.

Teorik olarak oluşturulan bu kategorilerin günümüzün karmaşık yaşamına ve kimliklere uygulanması pek kolay olmuyor. Bazen bir kişi, iki-üç ırk kategorisine birden uyabiliyor. Christine Morgenstern aslında açık ve belirlenebilir bir ırk kavramı olmadığını belirtiyor. "İnsanları deri rengine göre ayırmanın kolay olduğunu ancak buna bağlı değerler kategorisinin biyolojik ve bilimsel temelinin olmadığını" söylüyor.

Irkçılık tüm dünyaya Avrupa'dan ihraç

Bununla birlikte neredeyse tüm dünyada dış görünüşe bağlı bir değerlendirme kategorisi mevcut. Siyaset bilimi uzmanı ve sosyolog Christine Morgenstein, yaşanan yerlerden ya da etnik kökenden bağımsız olarak bütün insanların zihninde belli kategoriler ve sıralamalar olduğunu söylüyor. Morgenstern bunun nedenini ırkçı ideolojinin tüm dünyaya Avrupa'dan yayılması ile açıklıyor. Bunun göstergesi olarak da "beyaz kategorinin tüm dünyada sıralamanın en üst sırasında yer alması da bunun göstergesi."

Bu konuda örnekler çok. Beyazların, siyahlardan üstün olduğu düşüncesi dünyada hala yaygın. Örneğin Hint anne babalar kız çocuklarının açık tenli biriyle evlenmesini tercih edebiliyor. Bazı Afrikalı kadınlar, ten renklerini açabilmek için bütün vücutlarını kremliyor, Dominik Cumhuriyeti'nde ise deri rengi pasaporta işleniyor. Siyah tenli olanlar, resmi olarak 'koyu' anlamına gelen "oscuro" kelimesi ile kayıtlara geçiriliyor.

Irkçılıktan çıkarı olanlar

Alman Siyaset Bilimci ve sosyolog Christine Morgenstern'e göre, ırkçılık geçmişte olduğu kadar bugün de siyasi çıkar sahiplerine fayda sağlıyor. Dolayısıyla, onlar tarafından savunuluyor. Morgenstern, "her zaman olmasa da ırkçılık çoğunlukla -ne kadar kötü olursa olsun- durumu olduğu gibi korumaktan çıkarı olanlara yarıyor ve onlar tarafından sürdürülüyor.' diyor.

Irkçılık bir toplumda sosyal açıdan dezavantajlı konumda olanları hedef tahtası haline getirmeyi kolaylaştırıyor. İşsizlik, istikrarsızlık, yolsuzluk ya da toplumsal huzursuzluklar gibi sosyal koşullardan, ülkeye ya da çağa göre Çinliler, Siyahlar, Türkler ya da Yahudiler sorumlu tutuluyor. Ancak sorumlular güç ve ayrıcalık sahibi olanlardan ziyade, her zaman 'ötekiler' oluyor. Irkçılığın, insanların çoğunun içselleştirdiği ve farkına dahi varmadığı duygusal biçimleri de mevcut. Sosyolog Christine Morgenstern bu nedenle, ırkçılıkla günlük hayatta bilinçli bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Russische Faschisten
Fotoğraf: AP
Skinheads rufen "Sieg Heil"
Fotoğraf: AP
Fußball und Rassismus
Fotoğraf: AP